Marmara’nın son oksijen deposu kayıt altına alınarak koruma altına alınıyor
Türkiye İş Bankası tarafından geliştirilen “Denizlerin Geleceği: Deniz Çayırları” projesi ile Marmara Denizi’nin akciğeri olan Marmara Denizi’nin sağlığı açısından kritik önem taşıyan son Posidonia oceanica deniz çayırlarının haritalanması, temizlenmesi ve korunması Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) ile işbirliği içerisindeyiz. amaçlanmıştır.
Projeyle ilgili olarak İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik Başkanı Gamze Yalçın ve TÜDAV Lideri Prof. Dr. Bayram Öztürk’ün katılımıyla basın toplantısı düzenlendi.
‘DENİZ ORGANİZMALARI DENİZ ORGANİZMALARINA YAŞAM ORTAMI SAĞLIYOR’
Yalçın, toplantıda yaptığı konuşmada, TÜDAV’ın 26 yıldır denizlerimizin korunması için bilimsel bir ağ oluşturduğunu, ekolojik durumun izlenmesinden sorunların tespitine ve çözüm önerilerine kadar birçok proje ve çalışma gerçekleştirdiğini belirtti. Yalçın, “Özellikle denizlerimizin geleceği için deniz çayırlarını korumak adına çok değerli bir yolculuğa birlikte çıktık. Denizlerimizin oksijen deposu olan deniz çayırları, kirlilik ve bilinçsizlik nedeniyle günümüzde oldukça azalmıştır. Gezegenimizin akciğeri olan ormanlarımızı korumak, gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak için ne kadar önemliyse, deniz çayırlarını canlı tutmak da bir o kadar önemlidir. Deniz çayırları oksijen üretme kapasitesine sahip olmaları ve deniz canlılarına yaşam ortamı sağlamaları nedeniyle denizlerin akciğerleridir. “Bu konuda yapılacak çalışmalarda projenin kendisi kadar toplumda deniz çayırları konusunda farkındalık ve bilincin artırılması da önemli” dedi.
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne katkı sağlamak amacıyla iş planlarında sürdürülebilirliği en üst düzeyde ve stratejik öncelikler arasında ele aldıklarını belirten Yalçın, 14’üncü sayı olan “Suda Yaşam” kapsamındaki hedeflerin önemine dikkat çekti, Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye için. Bu amaçla bilimsel bilginin artmasına ve araştırma kapasitesinin geliştirilmesine katkı sağlamayı ana hedeflerinden biri haline getirdiklerini belirten Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öncelikle TÜDAV’ın düzenlediği Marmara Denizi 2022 Sempozyumu’na ev sahipliği yaptık. 3. kez. Yapımcılığını Savaş Karakaş’ın üstlendiği ilk olarak müsilajın bölgedeki canlı yaşamı üzerindeki etkilerinin anlatıldığı ve analiz önerilerinin sunulduğu ‘Bir Umut Marmara’ belgeselini, ardından da ‘Sudaki İzler Koyu Mavi’ belgeselini hazırladık. ilk bölümü yakın zamanda yayınlandı. Öte yandan deniz kirliliğini azaltacak yatırımların finansmanı amacıyla ‘Denizleri Koruyalım Kredisi’ni hazırlayarak denizlerimiz için değerli bir kirlilik kaynağı olan atıkların önlenmesine katkıda bulunduk. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) bünyesindeki Deniz Bilimleri Enstitüsü işbirliğiyle Türkiye’de ilk kez kullanılan insansız su altı planör planör cihazı Sea Explorer’ı onların kullanımına sunduk. “Denizlerimizin ve biyolojik çeşitliliğimizin korunması konusunda önümüzdeki dönemde de sorumluluk almaya devam edeceğiz.”
‘DENİZ ÇAYIRLARI EKOSİSTEME ÇOK KATKI SAĞLIYOR’
TÜDAV Lideri Prof. Dr. Bayram Öztürk, deniz çayırlarının ekosisteme ekonomik faydası konusunda yapılan çalışmalara göre, bu türün katkısının tarım alanlarının sağladığı faydadan daha fazla olduğunu belirtti. Deniz çayırlarının ekosistemdeki yeri ile ilgili Öztürk, “Yaşamını tamamlayan Posidonia yaprakları akıntı ve dalgalarla kıyıda kıyılar oluşturuyor. Bu yapılar kıyı şeridini koruyor, erozyonu önlüyor ve birçok deniz canlısının hayatta kalmasını sağlıyor. Posidonia oceanica ayrıca denizde yoğun çayırlar oluşturarak birçok canlıyı barındırır ve otla beslenen canlılara besin kaynağı sağlar. Tüm bunların yanı sıra barınma, korunma, yumurtlama ve üreme amacıyla da pek çok canlıya ev sahipliği yapmaktadır. Karbon tutma özelliği sayesinde iklim değişikliğiyle mücadele ediyor” dedi.
‘DENİZ ÇAYIRLARI CİDDİ TEHLİKE İLE KARŞILAŞIYOR’
Öztürk, deniz çayırlarının günümüzde başta evsel ve endüstriyel atıklar olmak üzere yoğun kıyı kullanımı, dip tarama yöntemleriyle avcılık, gemi ve teknelerle atılan çapalar, su ürünleri yetiştiriciliği faaliyetleri, turizm ve günübirlik turistik faaliyetler sonucu tahribat nedeniyle önemli bir tehditle karşı karşıya olduğunun altını çizdi. .
Projeyle Erdek’in Paşalimanı Adası’nda deniz çayırlarının bulunduğu alanın sınırlarının belirlenerek haritalandırılacağını belirten Öztürk, ayrıca istilacı tür olan deniz salyangozu (Rapana venosa) başta olmak üzere yabancı türlerin de tespit edileceğini belirtti. çayırların bulunduğu alanlardan dalış yoluyla toplanacak ve ekosistem yerel sahiplere bırakılacak.
‘GELECEK NESİLLERE KARŞI SORUMLULUKLARIMIZ VAR’
Deniz çayırlarının bulunduğu bölgelerin tanınması ve fark edilmesi amacıyla tür çeşitliliğinin ortaya çıkarılacağını, şamandıra ve gözlü cıvatalar için fizibilite çalışmaları yapılacağını anlatan Öztürk, balıkçıların denizde bırakmak zorunda kaldıkları “hayalet ağların” bulunduğunu belirtti. Balık tutarken deniz dibindeki kayalara takılanlar da temizlenecek. Öztürk, projenin aynı zamanda kamuoyunu bilinçlendirmeyi de hedeflediğini vurguladı; “İlk ve ortaöğretim düzeyinde 30 okulda farkındalık eğitimleri vereceğiz. “Marmara’da kalan son deniz çayırlarını korumak gelecek nesillere karşı sorumluluğumuzdur ve bunun için çaba harcıyoruz” dedi.
‘1 HEKTAR YILDA 1024 TON KARBON TUTABİLİR’
Posidonia oceanica deniz çayırları Akdeniz’de 11 ila 29 °C sıcaklıkta, tuzlu ve saf sularda ise 0 ila 45 metre derinlikte dağılım göstermektedir. Fotosentez yoluyla suyu oksijenle zenginleştiren bu çiçekli bitkilerin 1 metrekaresi günde 14 litre oksijen üretebiliyor; 1 hektarı yılda 1024 ton karbon tutabilmektedir. (HABER MERKEZİ)